Zekâtın Gücü

Birlikte, Covid-19’un aileleri parçaladığı, Afganistan’da korkunç bir krizin yaşandığı, dünya genelinde dengesizlik ve yoksulluğun olduğu bir seneyle yüzleştik. Geçtiğimiz yıl, tüm bu olumsuzluklara rağmen cömert bağışlarınız sayesinde, 16 milyondan fazla insana destek olabildik. Vermiş olduğunuz zekatlar, her zamankinden daha fazla insana ulaşmamızda büyük rol oynadı. Bizler buna, zekâtın gücü diyoruz.

Küresel Yoksulluğun Sonu: Zekât

Bu Ramazan, zekâtın önemine dikkat çekmek istiyoruz. Zekât, küresel yoksulluğu sonlandırabilir. Tam da bu yüzden biz buna zekâtın gücü diyoruz.

Birleşmiş Milletlere göre, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi kapsamında, küresel çapta yoksulluk ve açlığı bitirmek için gerekli olan miktar yaklaşık olarak 300 milyar $.

Peygamber Efendimiz Muhammed (sav) İslam dinini tüm dünyaya yayması için gönderildi. Dünyadaki herkesin bu dinin bir gerekliliği olarak, gelirlerinin %2.5’ini ihtiyaç sahiplerine zekat olarak verdikleri düşünüldüğünde, bu toplamda trilyonlarca miktarda para anlamına geliyor. Tüm bu parayla neler yapılabileceğini bir düşünsenize!

Evet- gördüğünüz gibi zekât, küresel çapta yoksulluğu sonlandırabilecek bir güce sahip. Eğer servet sahibi herkes varlıklarının %2.5’ini zekat olarak verse, dünyadaki tüm yoksulluğu birlikte ortadan kaldırabiliriz. Subhanallah!

Elbette, yoksulluğu bütünüyle ortadan kaldırmak göründüğü kadar kolay değil. Kriz, eşitsizlik, su kaynaklarının kısıtlı olması, küresel ısınma, eğitimsizlik, altyapı yetersizlikleri ve insanların kontrol edilemez açgözlülüğü yoksulluğu şekillendiren ve çözümsüz gibi göstererek devam ettiren unsurlar.

Fakat Allah, bize bunun üstesinden nasıl gelebileceğimizi açıkça gösteriyor. Tek yapmamız gereken, yol işaretlerini takip etmek. İşte bu zekâtın gücü!

İslam’ın Küresel Yoksulluk Karşısındaki Zaferi!

Ömer Bin Abdul Aziz gibi, yönettiği topluma iz bırakabilen çok az lider vardır. Kendisi müçtehit, hafız ve niteliklerini insanlara hizmet etmek için harcayan, İslam tarihinin en iyi liderlerden birisi.

Hz. Ömer, M.S. 717 yılında halifelik makamına geldiğinde şöyle söylüyor:

“Ey insanlar, ben Allah’a itaat ettiğim sürece bana itaat edin; eğer ben Allah’a isyan edersem, bana itaat etmekle yükümlü değilsiniz.”

Zekâtın toplanılması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını sistemleştiren bizzat kendisiydi. Hatta bir süre sonra bu sistemde o kadar başarılı oldu ki, hazineden zekât dağıtılacağı zaman, hükmettiği toprakların içerisinde ihtiyaç sahibi kimse bulunamadı!

İki buçuk yıldan daha kısa bir süre halifelik yapan Hz. Ömer, muhaliflerinin işe aldığı bir hizmetkar tarafından zehirlendi. Suikasta uğradığını anladığında hizmetkarı yanına çağırarak bu iş için kendisine kaç para ödendiğini sordu. Sonrasında kendisini bağışladığını fakat aldığı parayı haksız kazanç olduğu için hazineye iade etmesini söyledi ve ardından özgürce gitmesine izin verdi.

Roma İmparatoru bile, Hz. Ömer’in ölümünü duyduğunda şunları söyledi: “Erdemli bir insan vefat etti. Dünya’dan vazgeçip kendisini Allah’a adayan bir insan gördüğümde çok da şaşırmam. Fakat dünyanın tüm nimetleri ayaklarının altında olup da yine de bunlardan yüz çeviren, dindar ve fedakâr bir hayat yaşayan birini gördüğüme kesinlikle şaşırdım”

İslam bizlere en küçüğünden en büyüğüne, küresel yoksulluk da dahil olmak üzere, çözümler sunuyor, elhamdülillah. Bizlere düşen bunun farkında olarak hareket etmek.

© 2023 Islamic Relief Türkiye - Vakfımıza, T.C. İstanbul Valiliği’nin 13.01.2023 tarih ve 364720 sayılı olurlarıyla Türkiye genelinde bir yıl boyunca yardım toplama izni verilmiştir.